İslam dininin beş şartından biri olan zekat, toplumsal dayanışma ve yardımlaşmanın en etkili yollarından biridir. Bilinçli ve doğru bir şekilde verildiğinde, toplumun her kesimine fayda sağlayacak bu önemli ibadet, İslam’ın paylaştığı sosyal adaletin bir parçasıdır.
Zekat Kimlere Verilir?
Zekat, İslam hukukuna göre belirli kriterleri karşılayan kişilere verilmelidir. Kur’an-ı Kerim ve hadislerde belirtilen bu gruplar, zekatın doğru yerlere ulaşmasında rehber niteliği taşır. İşte zekatın kimlere verilebileceği hususunda dikkat edilmesi gereken guruplar:
- Fakirler: Temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanan ve kendi başlarına geçinemeyen kişiler.
- Miskinler: Fakirlerden daha kötü durumda olan, hiçbir geliri veya malı olmayan kişiler.
- Borçlular: Borçlarını ödemekte zorlanan ve yardıma muhtaç kişiler.
- Yolda kalanlar (İbn-i Sebil): Yolculuk esnasında parası tükenen veya başka sebeplerden dolayı sıkıntıya düşen kişiler.
- Zekat toplayıcıları (Amil): Zekat toplama ve dağıtma işlerinde çalışan, başka bir gelir kaynağı bulunmayan görevliler.
- Allah yolunda hizmet edenler: İslam’ı ve Müslümanları savunan ve bu uğurda çalışan kişiler.
- Müellefe-i Kulub: Kalpleri İslam’a ısındırılmak istenen, din konusunda teşvik edilen kişiler.
Zekatın Hesaplanması
Zekat vermek isteyen kişilerin, sahip oldukları mal ve gelirlerine göre zekat miktarını doğru bir şekilde hesaplaması oldukça önemlidir. Zekat hesaplaması yapılırken dikkat edilmesi gereken unsurlar, kişinin sahip olduğu mal varlığını doğru bir şekilde değerlendirmesiyle mümkün olur. Daha fazla bilgi için ZEKAT KİMLERE VERİLİR? sayfasından yararlanabilirsiniz.
SSS – Sık Sorulan Sorular
- Zekat hangi mallardan verilmelidir? Altın, gümüş, nakit para, ticaret malları gibi nisap miktarına ulaşan mallar üzerinden hesaplanmalıdır.
- Zekat verme zamanı nedir? Nisap miktarına ulaşıldığı andan itibaren bir yıl geçmesi gerekmektedir.
- Kendi akrabalarıma zekat verebilir miyim? Evet, eğer belirtilen gruplara dahil iseler akrabalarınıza zekat verebilirsiniz.
Zekat, sadece maddi yardımdan ibaret değildir; toplumsal yaralarımızı iyileştiren, birlik ve beraberliği güçlendiren bir vazifedir. Doğru bir şekilde uygulandığında, toplumsal dengeleri ve adaleti sağlamanın en önemli adımlarından biridir.